Salı, Mart 19, 2024
spot_img
More

    4 cm Uzayabilen Dudaklar !

    Beline kadar uzanmıştı saçları. Maaşının 1/4 ü ile yeni saçlarına kavuşmanın hazzını çıkartmak için hemen rayban marka parlak gözlüklerini takıp bağdat caddesine gitmişti. Rusya’ da bile olmayacak kadar sarışın hemcinslerinin arasına karışıp yanından geçenlere esans hissi yaratıyordu. O gün kendini özel hissetmek için  beyniyle ve zekasıyla doğru orantılı 100 liraya aldığı 30ml pudrasını da sürmüştü. Üstelik o siyah markadandı.

    Çünkü o prensesti ! Dünyadaki en güzel kız oydu. O En iyisine layıktı, tüm arda erel ve manalı sözler onun için yazılmıştı.o sadece amin diyordu ve sabrediyordu . Allah onun karşısına beklediğine değecek birilerini çıkartacaktı. Buna emindi çünkü her yerde öle yazıyordu. Teyzesinin bitanesi, arkadaşlarının güzelliğiydi… Bir resimde “ maşallah yaaaaa, bune güzellik beybiiiisiiii” oluyor diğer resimde ise “ayşe & ali wedding, kızımızı da verdik en sonunda! “ oluyor, başka bir resimde “ kardeştende öteee öz-len-din “ ken bir diğerinde “kahvedemi içmeyelim, ben kaçaaarr” oluyor. Çünkü o tam bir prenses.

    Henüz etiketini sökmediği ayakkabılarıyla yürüyerek o mağazadan diğer mağazaya girip %90 + 75 indirim bakıyordu. Mağazadan öyle bir çıkışı vardı ki tüm “bmw li ve mercedesli” çocukların bakışlarını kendi üzerine çekebilecek kadar güzeldi. Hatta instagram da o kadar çok mesaj ve beğeni alıyorduki, birazdan canı sıkılırsa hafif göğüs dekolteli, 4cm ileri uzayabilen dudakları ve kartonunda adı yazılı bardağıyla “ne güzel bir gün, bende öle gezmece tozmaca işte..  “ diyip  kaç kişinin beğeneceğini tahmin ediyordu. Çünkü o gün hafta sonuydu. Kesinlikle bir yerlerde bulunmalı, farklı bir şeyler paylaşmalı ve çevresindekilere bende dışarıdayım geziyorum demesi gerekiyordu.

    Arkadaşlarıyla buluşma keyfinden, tatlının masadaki duruş keyfine kadar sosyal medyada resimler yerini almıştı. Bu arada Civar masalarda sigarasını , telefonunu, çakmağını, arabasının anahtarını ve cüzdanını nizami şekilde yerleştiren çocuklarla göz ucuyla dedikodu malzemesi çıkacak kadar ilgileniyordu.

    Sıkılmıştı artık. Tuvalete gidip ayna karşısında özgüvenini yenilemesi gerekiyordu. Uçuş için son hazırlıklar tamamdı ve tekrar masasına gelip, evden kaçmak istese alamayacağı büyüklükteki çantasını alıp dışarı çıktı. Üstelik kocaman “LV” yazıyordu her yerinde. Allahtan indirimden almıştı çantasını. Yoksa 10 bin liralık çantasıyla görgüsüzlük yapmayacak kadar sosyal medyada paylaşımları vardı. Madencilere üzülüyor, şehitleri anıyor, sokak hayvanlarına duyarlı davranıyor ve bütün yırtık pantalonlu resimleri beğeniyordu.

    Babasının biricik kızıydı o. Babası asla kızmaz ve üzmezdi onu. Hatta abisi kardeşi bişi istese bile onun istemesini isterdi. Sonuçta 4 cm e kadar uzayabilen dudakları vardı. Sadece instagramda işe yaramıyordu dudakları ve barış işareti yapan parmakları.

    Saatin ilerleyip havanın hafif kararmaya başlaması ve artık rayban parlak gözlüklerini takamayacak olmasına doğru evine dönmeye karar verdi. Morali biraz bozulmuştu hala eksik bişiler vardı sanki. Hala tam istediği günü yaşayamamıştı. Ertesi gün işe gidecek oluşu aklına geldi birden.

    Otobüs durağına geldi. Bir prenseste olsa o çok mütevaziydi. Maç çıkışı gelen otobüse baktı ve “off bune kalabalık ya” diyip etiketini sökmediği ayakkabısı, lv marka çantası,  saçına tutturduğu gözlükleri ve meşhur siyah marka pudrasıyla otobüsüne bindi.

    Kalabalıktı ve havasızdı. Otobüs trafikten dolayı çok yavaş ilerliyordu. Neyseki maaşından daha fazla aldığı tadını bile bilmediği, evinde sürekli çürüyerek çöpe atıldığı marka telefonu vardı. Çantasına bakıp derin nefes aldı ve kafasını çantaya sokup  Leoparlı kılıfında telefonunu çıkardı. Önce tuş kilidini açtı, sonra saçlarını dağıttı ve son uygulamaları kapattı sonra tekrar telefonu tuş kilidine aldı. Telefonu elindeydi etrafa şaşı bakışı atıp onunla ilgilenenleri görünce tekrar tuş kilidini açıp Sibel’ i aradı. Sibel’e naptığını sordu ve 9. Saniyede selamlaşma bitince şirketin yemek vereceği maçkada bir restorana sibel’in gelirken ne giyeceğini merak etti. Sonra Merve’ nin yeni sevgilisinin ne kadar kro olduğunu söyledi. Yani onu ilgilendirmiyordu ama Sibel’ede ne kadar tuhaf olduğunu anlatmadan edemedi. Hiç o un tarzı ve hayali bir çocuk değildi. Merve’ de zaten aynı kendisi gibi asil bi kızdı ama o çocukta ne bulmuştu hıh. Bu arada 8 durak bitmişti bile.

    Evine geldi ve ertesi gün neler giyeceğini düşündü. Ütüsünü yaptı, makyajını temizledi, yemeğini yedi, duşunu aldı ve yatağına yattı. Sabah erken kalkacaktı. 06:30 da kalkmalıydı ve 8 saat önce yüzünden çıkarttığı kimyasalları tekrar sürmeliydi. Sonuçta güzel olmak onun en doğal hakkı. Sürekli rengini değiştirdiği saçları, hergün yüzüne sürdüğü onlarca kozmetik ürünlerinin onu 35 yaşına geldiğinde de güzel göstereceğini sanıyordu.

    Normalde televizyon izlemeyen kızımızın sadece 1 tane dizisi vardı izlediği. O kadardı. Gerçekten başka bişi izlemiyordu. Vallahi bakk! Okadar çok belgesel varken dizi mi izleyecekti. Acun ve ne giysem gibi şerler çok saçmaydı onun için…

    Sabah 06:30 da kalkıyor eve geldiğinde ise saat 19:30 oluyordu. Allahtan demet akalının giderli şarkıları vardı da yoksa iş yerinde ve serviste nasıl yaşayabilirdi hayal ettiği hayatı.

    Tekrar evine geliyor ütü, makyaj, duş, yemek, temizlik belki bi kahve keyfi derken 23-23:30 da yatıyordu. Normal insanlar gibi değilde biraz hızlandırılmış olarak bu ihtiyaçlarını yaptırdığımızda işi 1 saate bitiyordu ve 20:30 da boşa çıkıyordu.

    Uyuması için artık koskoca 3 saati vardı. O üç saatte neler yapılmazdı ki ama. Kendi için 3 saatlik boş zamanı dans kursuna giderek değerlendirebilirdi. Belki ispanyolca kursu da olabilir. Spora gidebilir, plates yapabilir, bisiklete binebilir, tiyatro,konser, sinemaya gidebilir, araştırma yapabilir, hobilerine yada ailesine zaman ayırabilirdi belki de kişisel gelişimine ağırlık verebilirdi. O henüz günde 3 saat yaşadığının farkında değildi.

    Neyseki bunlar o kadar da önemli değildi. Önemli olan ayna karşısında 4 cm e kadar uzayabilen dudakları ve instagram hesabı olmasıydı…
    NOT: Yazının kimseyle alakası olmayıp, kimsenin şahsı hedef alınmamıştır.

    Benzer İçerikler

    2 YORUMLAR

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    - Reklam & Tanıtım -spot_img

    Diğer İçerikler